top of page
  • Melisa Altınsoy

Neden Bir Mimarlık Dergisi Drone Belgeseli Yapar?*

Bu yazı 07/06/19 tarihinde Başlangıç Noktası sitesinde yayınlanmıştır.



Sapiens ve Homo Deus’un yazarı Yuval Noah Harari, ünlü teknoloji dergisi WIRED’daki makalesine şöyle başlıyor: “İnsanoğlu eşi benzeri görülmemiş devrimlerle karşı karşıya, eski hikayelerimiz harap oluyor ve şimdiye kadar yerini alacak yeni bir hikaye ortaya çıkmadı. Teknoloji bedenlerimizi, beyinlerimizi ve zihinlerimizi yaratmamızı sağladığında, daha önce sabit ve ebedi gibi görünen hiçbir şeyden emin olamayız.” İnsanlığın en büyük mirası şehirler için de aynı durum söz konusu. Geleceğin şehirleri hakkında bir çok öngörü mevcut olsa da, şehirlerin yapısını hangi yıkıcı teknolojinin daha hızlı ve etkili biçimde değiştireceğini tahmin etmek çok güç. Günümüzde bile hayata geçen projeler alışılmışın dışında bir şehir manzarasına sebep oluyor. Şehirler blockchain teknolojileriyle donanıyor; olası afetler için şehirlere çabuk iyileşme özelliği (resilience) kazandırılmaya çalışılıyor; tsunami, deprem gibi doğa durumlarıyla savaşılırken bir yandan da zarar verilen doğanın zenginlikleri dikey peyzajlarla şehirlere geri kazandırılmaya çalışılıyor. Bunun hayata geçmiş ilk örneklerinden biri de Milan sehir merkezine konumlandırılmış Bosco Verticale (Dikey Orman) projesi. Hava kirliliğini kompanze eden, biyo-çeşitliliği arttıran orman gereksinimini şehirlerde karşılamayı hedefleyen projede; inşa edilen binanın üzerinde, düz alanda 40.000 metrekare alana yayılması gereken miktarda yetişmiş ağaç bulunuyor.


Milan Bosco Verticale


İhtiyaçlarımızın şehirleri yeniden tasarlamasının yanında, insansız hava araçları (drone) gibi teknolojiler şehir planlamasında tahmin ettiğimizden büyük bir yere sahip olacak. Bunu öngören ünlü mimar ve tasarımcılar, dünyanın en etkili mimarlık ve tasarım dergisi Dezeen işbirliğiyle bir belgesel yayınladı. Elevation (Yükseklik) adlı belgeselde droneların toplum için en az internet kadar yıkıcı bir potansiyele sahip olduğu savunuluyor. Apple’in yeni kampüsü Apple Park’ın mimarı Norman Foster’ın da aralarında olduğu ekip, droneların yeni nesil ulaşımı tanımlayan en önemli faktör olacağını, bina ve şehir altyapısını yeniden yorumlamamız gerektiğini vurguluyor. Uber'in Skyport projesinden görsellerin de bulunduğu belgeselde, gelecekte binaların çatılarında ve ara katlarında drone park alanları olmasından bahsediliyor. Genel ulaşımı karayolundan kurtarmak, geleceğin şehirlerini elektrik araçlardan çok daha fazla etkileyecek gibi görünüyor.


Connecticut mimarlık ofisinin Uber Skyport projesi


Bunun yanında mimariye 3. boyutu gerçek anlamda kazandırmayı başaran drone teknolojisi aynı zamanda belgeselde belirtildiği gibi “asla erişemeyeceğimiz yerlere erişmemizi sağlayan, arttırılmış bir bilinç”. Herhangi bir oyuncak mağazasından satın almamızın mümkün olduğu dronelar; robotlar gibi, insanların hiç de iyi olmadığı konularda iyi ve herkese bu zamana kadar sahip olmadığı bir görüş (hatta gözlem) açısı kazandırıyor. Drone bulutuyla yaşamamızın olası olduğu gelecekte, insanların mahremiyet haklarının nasıl korunacağı en az veri gizliliği kadar kritik bir konu. Şehirlerin bugünkü noktaya gelmelerinin en önemli unsuru mülkiyet hakkı eskiden arazi ve binalarla ilgiliyken, artık belki de bulunduğumuz gözlemlenebilir hacmin mülkiyetinden bahsetmemiz gerekecek. Bu ve bunun gibi daha bir çok sorunun sorulduğu ve gelecek tahminin yürütülmeye çalışıldığı 17 dakikalık ufuk açıcı belgeselin tamamını izlemenizi öneririm.



Kaynaklar

[1] Yuval Noah Harari on what the year 2050 has in store for humankind https://www.wired.co.uk/article/yuval-noah-harari-extract-21-lessons-for-the-21st- century

[2] Stefano Boeri Architecture - Vertical Forest https://www.stefanoboeriarchitetti.net/en/project/vertical-forest/

[3] Dezeen presents Elevation: a film about how drones will change cities https://www.dezeen.com/elevation/

[4] Uber Skyport Project https://www.uber.com/en-AU/blog/uberair/



bottom of page